İşlevsel Körlük
Geçen günlerde bir arkadaşımla beraber parfüm almak için mağazaya gittik. Mağaza da havada asılı birden çok kokuya şahit olduk. Orada çalışan hanımefendi bize bazı parfümleri koklattı ve ardından arkadaşım eline masada duran içerisinde kahve çekirdeği olan bir kavanoz aldı, kokladı ve sonra başka parfümler denemeye devam etti. Neden böyle yaptığını sorduğumda;
- Birkaç farklı parfüm denedik, yeni bir parfüm denediğimde kokusunu fark edebileyim' dedi.
Aklımda bazı kıyaslamalar canlandı, Sert kuru bir kokuyu içine çekip bir nevi 'burna format atmak' desek hata etmiş olmayız sanırım
Peki bu olayın bizimle ne alakası var ki? diyebilirsiniz ama sizi düşünmeye davet etmek istiyorum...
İnsan çabuk alışan ve tez yorulan bir varlık, öyle ki bir ortamda belli bir süre bulunduğumuzda artık kusurları fark etmemeye, detayları görmemeye ve hatta neredeyse hiç bir şeyin farkına varmamaya başlıyoruz. Grafikerler olarak bu sorunu kendi işlerimizde de görüyoruz. Her zaman aynı minvalde çalışmalar yapmaktan, aynı fontları aynı renkleri kullanmaktan, aynı tarzlara bakmaktan yeni keşifler yapmaya ve hayal dünyamızı keşfetmeye fırsat vermiyoruz. Maalesef bu durum işlerimizde hevessiz ve iştahsız olmamıza sebep oluyor.
Ülkemizdeki ekonomik durumu ve çalışma şartlarının çetinliğini bir köşeye atmak tabiki haksızlık olur ama bu koşulları günah keçisi haline getirmenin doğru olmadığı kanaatindeyim, bunları bahane edip " ya ne yapalım işten güçten fırsat mı oluyor" " vakit olsa aslında" "aklımda aklımda onu da şey yapacağım" gibi cümleler mi kuruyoruz acaba? Kurmayalım yazının sonunda neler yapabileceğimizden de bahsedeceğim.
İki yol ayrımı var karşımızda
1- Bu işi sevmek, severek yapmak
2- Bu işi sevmemek, sadece maddi bir takım çıkarlar için yapmak
Eğer grafikerliği memurluk gibi normal bir meslek gibi görüyorsan sana kolay gelsin olduğun gibi kal yolun açık olsun...
Ama bu dünyada bir defa yaşayacağız ve ömrümüzün büyük bir kısmı zaten çalışmakla geçecek bu çalışma süresince sevdiğim ve kendimi mutlu hissedeceğim aynı zamanda da para kazanabileceğim bir iş olarak bakıyorum diyorsan aşağıda paylaşacaklarım senin ile ilgili.
En başta yaşadığım olay bana bir ders oldu ve şunu anladım " Alışmışlık ve zihnin körelmiş kalıplarını yıkmanın yolu beynimize format atmak farklı bir koku ( daha farklı işler yapan bir şirket- yeni renkler - yeni materyaller) koklamak"
Not: Metal Yorgunluğu ve Mesleki Deformasyon' bu 2 Kelime üzerine başka bir yazı yazacağım, burada girecek olursam yazı çok uzayacak"
Amerika'da yaşayan Türk tasarımcı Yasir Buğra Eryılmaz ile yapılan bir röportaj da şöyle söylüyor; - sık sık şirket değiştiriyorum çok iyi para da alsam bu durum değişmiyor, çünkü her zaman aynı yerde çalışırsam kendimi geliştiremem, farklı deneyimler, farklı yüzler ve farklı işler tecrübe etmem gerek' diyor bu Türkiye şartlarında mümkün değil ama mantığı alacak olursak her zaman aynı tarz işlerden kurtulabilenler varsa kurtulmalı.
Kendimden örnek vermem gerekirse uzun süredir hep resmi kurum işleri yapmaktan daha sevimli ponçik
işler yapamaz oldum onun için vakit oldukça gönüllü olarak bazı yerlere çocuklarla ilgili olan tasarımlar, çizimler yapıyorum vb işler yapıyorum...
Kalıpları Yıkmak İçin Neler Yapabiliriz?
1- Eğer Béhance - Dribble - Pinterest vb Platformlarda hesabın yoksa kesinlikle hesap açmalısın. Günde 1-2 saat zaman ayırdığın İnstagram-Twitter gibi sosyal mecralara ayırdığın o zamanın bir kısmını bu sitelerde geçirmelisin.
2- Yeni Renk paletleri indir, Kendini şartla her zaman kırmızı renk kullanıyorsan kırmızı renge bir alternatif geliştir ve belli bir süre gerekirse kırmızı rengi kullanma.
3- Kopyalamaktan korkma bir yerde paylaşmadığın sürece sorun yok. İnternette çok hoşuna giden bir tasarım görürsen bire bir aynısını yap, sadece birkaç değişiklik yap ( Resim vb). Bunu yaparken kendinden de bir şeyler ekleyeceksin emin ol.
4- Yeni Fontlar keşfet, Kahve saatin geldi mi? çok iyi o zaman kahve içerken yeni fontlara da bir göz at. Gözüne kestirdiğin bir font ile yeni bir çalışma yap. Bir poşet font ile idare etme.
5- Yaptığın bir çalışmaya aşık olma, bakıp bakıp hayran kalma eksik olduğunu ve senden çok daha iyiler olduğunu bil, her zaman daha iyi olmayı hedefle.
6- Basit ama etkili bazı şeyler var onları ihmal etme. (Kahve, çikolata soğuk su kısa molalar, 1 dk gözünü kapalı olarak dinlendir vb)
7- Amerikayı baştan keşfetme, Yeniden bir Paris kurma... Yapacağın bir çalışma için ön hazırlık yap. daha önce neler yapılmış bir incele. Bu inceleme min: 15 dk max: 60-80 dk olmalı (bence)
örn: İndirim kuponu yapman gerekiyor yandex, google, pinterest vb siteler *ingilizce olarak* yaz bak nasıl çalışmalar var, nelere dikkat edilmiş neler vurgulanmış. Hangi yazı tipi ağırlıklı olarak kullanıyor, Renkler, ilk bakışta dikkat çeken ne oluyor vs vs. Gözün alışsın sıfırdan bulmuyorsun zaten var olan bir şeyi farklı bir şekilde sunacaksın.
8- Tecrübe sahibi kimseleri ziyaret et onlar çalışma yaparken seyret, Atalarımız; El elden üstündür - El yumruğunu yemeyen kendi yumruğunu balyoz sanır arlanmaz demişler
9- Yarışmalara katıl, Poster-Karikatür-Afiş vb yarışmalar. Konu belli olduğu için çalışman kolaylaşacaktır.
10-Programı bozana kadar kurcala korkma, örn: Fotoğrafa blur mu atacaksın atmadan önce diğer Blur efektlerini de bir dene Box blur, Motion blur, shape blur ... bunlar ne işe yarıyormuş de kurcala sonra ufkunun açıldığını aklına yeni fikirlerin geldiğini göreceksin
Vakit ayırdığın için Teşekkür Ederim
Geçen günlerde bir arkadaşımla beraber parfüm almak için mağazaya gittik. Mağaza da havada asılı birden çok kokuya şahit olduk. Orada çalışan hanımefendi bize bazı parfümleri koklattı ve ardından arkadaşım eline masada duran içerisinde kahve çekirdeği olan bir kavanoz aldı, kokladı ve sonra başka parfümler denemeye devam etti. Neden böyle yaptığını sorduğumda;
- Birkaç farklı parfüm denedik, yeni bir parfüm denediğimde kokusunu fark edebileyim' dedi.
Aklımda bazı kıyaslamalar canlandı, Sert kuru bir kokuyu içine çekip bir nevi 'burna format atmak' desek hata etmiş olmayız sanırım
Peki bu olayın bizimle ne alakası var ki? diyebilirsiniz ama sizi düşünmeye davet etmek istiyorum...
İnsan çabuk alışan ve tez yorulan bir varlık, öyle ki bir ortamda belli bir süre bulunduğumuzda artık kusurları fark etmemeye, detayları görmemeye ve hatta neredeyse hiç bir şeyin farkına varmamaya başlıyoruz. Grafikerler olarak bu sorunu kendi işlerimizde de görüyoruz. Her zaman aynı minvalde çalışmalar yapmaktan, aynı fontları aynı renkleri kullanmaktan, aynı tarzlara bakmaktan yeni keşifler yapmaya ve hayal dünyamızı keşfetmeye fırsat vermiyoruz. Maalesef bu durum işlerimizde hevessiz ve iştahsız olmamıza sebep oluyor.
Ülkemizdeki ekonomik durumu ve çalışma şartlarının çetinliğini bir köşeye atmak tabiki haksızlık olur ama bu koşulları günah keçisi haline getirmenin doğru olmadığı kanaatindeyim, bunları bahane edip " ya ne yapalım işten güçten fırsat mı oluyor" " vakit olsa aslında" "aklımda aklımda onu da şey yapacağım" gibi cümleler mi kuruyoruz acaba? Kurmayalım yazının sonunda neler yapabileceğimizden de bahsedeceğim.
İki yol ayrımı var karşımızda
1- Bu işi sevmek, severek yapmak
2- Bu işi sevmemek, sadece maddi bir takım çıkarlar için yapmak
Eğer grafikerliği memurluk gibi normal bir meslek gibi görüyorsan sana kolay gelsin olduğun gibi kal yolun açık olsun...
Ama bu dünyada bir defa yaşayacağız ve ömrümüzün büyük bir kısmı zaten çalışmakla geçecek bu çalışma süresince sevdiğim ve kendimi mutlu hissedeceğim aynı zamanda da para kazanabileceğim bir iş olarak bakıyorum diyorsan aşağıda paylaşacaklarım senin ile ilgili.
En başta yaşadığım olay bana bir ders oldu ve şunu anladım " Alışmışlık ve zihnin körelmiş kalıplarını yıkmanın yolu beynimize format atmak farklı bir koku ( daha farklı işler yapan bir şirket- yeni renkler - yeni materyaller) koklamak"
Not: Metal Yorgunluğu ve Mesleki Deformasyon' bu 2 Kelime üzerine başka bir yazı yazacağım, burada girecek olursam yazı çok uzayacak"
Amerika'da yaşayan Türk tasarımcı Yasir Buğra Eryılmaz ile yapılan bir röportaj da şöyle söylüyor; - sık sık şirket değiştiriyorum çok iyi para da alsam bu durum değişmiyor, çünkü her zaman aynı yerde çalışırsam kendimi geliştiremem, farklı deneyimler, farklı yüzler ve farklı işler tecrübe etmem gerek' diyor bu Türkiye şartlarında mümkün değil ama mantığı alacak olursak her zaman aynı tarz işlerden kurtulabilenler varsa kurtulmalı.
Kendimden örnek vermem gerekirse uzun süredir hep resmi kurum işleri yapmaktan daha sevimli ponçik
Kalıpları Yıkmak İçin Neler Yapabiliriz?
1- Eğer Béhance - Dribble - Pinterest vb Platformlarda hesabın yoksa kesinlikle hesap açmalısın. Günde 1-2 saat zaman ayırdığın İnstagram-Twitter gibi sosyal mecralara ayırdığın o zamanın bir kısmını bu sitelerde geçirmelisin.
2- Yeni Renk paletleri indir, Kendini şartla her zaman kırmızı renk kullanıyorsan kırmızı renge bir alternatif geliştir ve belli bir süre gerekirse kırmızı rengi kullanma.
3- Kopyalamaktan korkma bir yerde paylaşmadığın sürece sorun yok. İnternette çok hoşuna giden bir tasarım görürsen bire bir aynısını yap, sadece birkaç değişiklik yap ( Resim vb). Bunu yaparken kendinden de bir şeyler ekleyeceksin emin ol.
4- Yeni Fontlar keşfet, Kahve saatin geldi mi? çok iyi o zaman kahve içerken yeni fontlara da bir göz at. Gözüne kestirdiğin bir font ile yeni bir çalışma yap. Bir poşet font ile idare etme.
5- Yaptığın bir çalışmaya aşık olma, bakıp bakıp hayran kalma eksik olduğunu ve senden çok daha iyiler olduğunu bil, her zaman daha iyi olmayı hedefle.
6- Basit ama etkili bazı şeyler var onları ihmal etme. (Kahve, çikolata soğuk su kısa molalar, 1 dk gözünü kapalı olarak dinlendir vb)
7- Amerikayı baştan keşfetme, Yeniden bir Paris kurma... Yapacağın bir çalışma için ön hazırlık yap. daha önce neler yapılmış bir incele. Bu inceleme min: 15 dk max: 60-80 dk olmalı (bence)
örn: İndirim kuponu yapman gerekiyor yandex, google, pinterest vb siteler *ingilizce olarak* yaz bak nasıl çalışmalar var, nelere dikkat edilmiş neler vurgulanmış. Hangi yazı tipi ağırlıklı olarak kullanıyor, Renkler, ilk bakışta dikkat çeken ne oluyor vs vs. Gözün alışsın sıfırdan bulmuyorsun zaten var olan bir şeyi farklı bir şekilde sunacaksın.
8- Tecrübe sahibi kimseleri ziyaret et onlar çalışma yaparken seyret, Atalarımız; El elden üstündür - El yumruğunu yemeyen kendi yumruğunu balyoz sanır arlanmaz demişler
9- Yarışmalara katıl, Poster-Karikatür-Afiş vb yarışmalar. Konu belli olduğu için çalışman kolaylaşacaktır.
10-Programı bozana kadar kurcala korkma, örn: Fotoğrafa blur mu atacaksın atmadan önce diğer Blur efektlerini de bir dene Box blur, Motion blur, shape blur ... bunlar ne işe yarıyormuş de kurcala sonra ufkunun açıldığını aklına yeni fikirlerin geldiğini göreceksin
Vakit ayırdığın için Teşekkür Ederim
Son düzenleme: